
Mikrocerrahi, çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük damarlar, sinirler ve dokular üzerinde yapılan cerrahi işlemlerdir. Ameliyat mikroskopları, hassas cerrahi aletler ve yüksek beceri gerektiren bu teknik, organ ve dokuların yeniden yapılandırılmasında kullanılır.
Mikrocerrahinin temel amacı, hasar gören dokuların işlevini geri kazandırmak, uzuv kayıplarını onarmak ve estetik açıdan hastayı tatmin edici sonuçlar sağlamaktır. Mikrocerrahinin uygulama alanları arasında travmatik yaralanmalarda, kanser sonrası doku kayıplarında, uzuv kopmalarında ve doğumsal deformitelerin düzeltilmesinde yaygın olarak kullanılır.
İnsan vücudundaki her doku ve organ, sağlıklı bir şekilde işlev gösterebilmek için kan dolaşımı ve oksijen alımına ihtiyaç duyar. Beklenmedik bir kaza veya uzuv kaybı durumunda, beslenemeyen dokular hızla ölme tehlikesiyle karşılaşır. Vücudu saran sinir sistemi, duyu ve motor fonksiyonların yerine getirilmesini sağlar. Sinirlerin yaralanması veya hasar görmesi, işlev bozuklukları ve his kaybına yol açabilir; bu da kalıcı hareket kaybına neden olabilir.
Mikrocerrahi, bu tür durumların tedavisinde devreye giren bir cerrahi tekniktir. Yapılan operasyonlar sayesinde, hasar gören kemik, doku, damar ve sinir parçaları onarılabilir ya da yeniden birleştirilebilir. Gerekli hallerde, vücudun başka bir bölgesinden alınan damar, sinir veya kemik parçaları, yaralanan bölgeye aktarılabilir. Mikrocerrahi müdahaleleri, büyük bir hassasiyet ve deneyim gerektirir. Kullanılan mikroskoplar ve özel el aletleri sayesinde, cerrahlar çıplak gözle görünmeyen alanlarda dahi damar ve sinirleri onararak, uzuv kaybını ya da işlev kaybını önler.
Bu teknik, iş ve trafik kazaları gibi yaralanmaların yanı sıra, doğuştan gelen kol ve bacak anomalileri ile yanık veya ezilmelere bağlı şekil ve işlev kayıplarının tedavisinde de etkin bir şekilde kullanılmaktadır. Mikrocerrahinin sağladığı bu avantajlar, hastaların yaşam kalitelerini önemli ölçüde artırır.
Mikrocerrahi, birçok cerrahi dalda başarıyla kullanılmaktadır:
Mikrocerrahi, kopan uzuvların yeniden yerine dikilmesi (replantasyon) ve hasarlı dokuların onarılmasında etkin bir şekilde kullanılır. Travma, kanser sonrası doku onarımları ya da doğumsal deformiteler gibi durumlarda kaybedilen fonksiyonların geri kazanılmasını sağlar.
Sinir ve damar hasarları, genellikle ciddi fonksiyon kayıplarına yol açar. Mikrocerrahi, sinir ve damarların yeniden yapılandırılmasında yüksek başarı oranları sunar. Parmak, el veya ayak gibi uzuvlardaki ince damarlar ve sinirler, mikrocerrahi yöntemlerle onarılabilir.
Beyin ve sinir cerrahisi alanında mikrocerrahi, yüksek hassasiyet gerektiren ameliyatlar için tercih edilen bir yöntemdir. Beyin tümörleri, omurga yaralanmaları veya anevrizmalar gibi kompleks vakalarda, mikrocerrahi teknikler kullanılarak riskler en aza indirgenir.
Mikrocerrahi, aşağıdaki durumlarda uygulanır:
Açık cerrahi yöntemde kesi daha büyüktür. Mikrocerrahi yönteminde ise cerrah mikroskop veya loop (özel büyüteçli gözlük) kullanarak daha küçük bir kesi açar. Mikroskop sayesinde dokular daha iyi aydınlatılır ve büyütülür. Bu da cerrahın sağlıklı dokulara daha az zarar vermesine yardımcı olur. Kesi daha küçük olduğu için kasların zarar görme oranı düşer ve çıkarılan doku miktarı azalır. Bu sebeple mikrocerrahi sonrası hastalar, açık cerrahiden daha hızlı normal hayatlarına dönebilirler.
Mikrocerrahi, geleneksel cerrahi yöntemlere göre birçok avantaj sunar:
Mikrocerrahi, kaza veya yaralanma sonucu zarar görmüş damar ve sinirlerin onarılması, kaybedilen vücut parçalarının yeniden dikilmesi ve doku kayıplarının diğer bölgelerden damarlı yapılarla takviye edilmesi için kullanılan bir tekniktir. Cerrahlar, müdahale sırasında görünmeyen sinir yapılarını onarmak ve dokuları dikmek için loop adı verilen özel gözlükler veya mikroskop kullanır. Ameliyat esnasında özel mikrocerrahi aletler kullanarak doku kayıplarını onaran cerrah, anestezi altında çalışır. Öncelikli amaç, doku canlılığını korumak ve işlev kaybını en aza indirmektir. Ampute olmuş doku operasyonlarında cerrah, öncelikle kemik yapılarını tespit eder ve gerektiğinde kemik yapısını kısaltabilir. Kopan kemik uçları vidalarla birleştirildikten sonra damar ve tendon onarımları yapılır, ardından sinir uçları onarılır. Operasyon sonrası hastaların hareket kabiliyetini artırmak için fizik tedavi programları hazırlanır.
Detaylı bilgi için Ortopedi ve Travmatoloji kiniğinden destek alabilirsiniz.