
Halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen diabetes mellitus, genellikle kan şekerinin düzenlenmesinde sorun yaşanan bir metabolizma hastalığıdır. Vücut, gıdalardan alınan karbonhidratları, özellikle de şekerleri, enerjiye dönüştürmek için insülin hormonunu kullanır. Diyabet hastalığı, insülin hormonu üretimindeki yetersizlik veya vücudun ürettiği insülini etkili kullanamama durumu olarak ortaya çıkar.
Şeker hastalığı, obezitenin de artışıyla tüm dünyada yaygın ve büyük bir sağlık sorunu haline gelmiştir. Her yıl 3 milyon kişi şeker hastalığı nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Dünya genelindeki ölüm sebepleri arasında 4. sırada yer alır.
Şeker hastalığı belirtileri arasında ağız kuruluğu, susuzluk hissi, sık idrara çıkma, yaraların geç iyileşmesi yaygın olarak görülebilir.
Görülebilecek diğer şeker hastalığı belirtileri şunlardır:
Şeker hastalığının başlıca nedenleri arasında genetik faktörler ve çevresel risk faktörleri bulunmaktadır.
Birden fazla diyabet tipi vardır. Fakat en sık görülenler tip 1 diyabet, tip 2 diyabet ve gestasyonel diyabettir.
Tip 1 diyabet, bağışıklık sistemi tarafından pankreastaki insülin üreten hücrelere yapılan saldırı sonucu oluşur. Bu saldırı, beta hücrelerinin yok edilmesine ve insülin üretiminin azalmasına neden olur. Tip 1 diyabet, genellikle çocukluk veya genç yetişkinlik döneminde başlar ve yaşam boyu insülin tedavisi gerektirir.
Tip 1 diyabet belirtileri genellikle hızlı bir şekilde ortaya çıkar ve tipik olarak aşağıdaki semptomları içerir:
Tip 2 diyabet, vücudun insülini etkili bir şekilde kullanamadığı veya yeterince insülin üretemediği bir durumdur. Genellikle obezite, yaş, genetik faktörler ve yaşam tarzı alışkanlıkları gibi etmenlerle ilişkilidir. Tip 2 diyabet, genellikle yetişkinlik döneminde ortaya çıkar, ancak son yıllarda çocuklarda ve gençlerde de artış gözlenmektedir. Tip 2 diyabet genellikle yaşam tarzı değişiklikleri, diyet ve egzersiz ile kontrol altına alınabilir, ancak ilerleyen durumlarda ilaç tedavisi veya insülin kullanımı gerekebilir.
Tip 2 diyabet belirtileri genellikle daha yavaş bir şekilde ortaya çıkar ve başlangıçta belirgin olmayabilir. Tipik olarak aşağıdaki semptomları içerir:
Gebelik diyabeti (gestasyonel diyabet), hamilelik sırasında ortaya çıkar ve genellikle gebelik sonrasında düzelme gösterir. Gebelik diyabeti, vücuttaki insülin direncinin artmasından ve pankreasın insülin üretimindeki değişikliklerden kaynaklanır. Genellikle hamilelik sırasında kan şekeri düzeylerinin kontrol altında tutulması ve sağlıklı bir doğum sağlanması için diyet ve egzersiz önerilir. Bazı durumlarda insülin tedavisi gerekebilir.
Gebelik diyabeti genellikle belirti vermez, bu nedenle birçok kadın bu durumun farkında olmayabilir. Ancak belirti verdiği durumlarda şu semptomları içerir:
Şeker hastalığı tanısında kullanılan en önemli iki test açlık kan şekeri ölçümü ve şeker yükleme testidir.
Açlık Kan Şekeri Testi (AKŞT): En az 8 saatlik açlık sonrası kan şekeri seviyesini ölçer. Normalde, açlık kan şekeri seviyesi 100 miligram/dL'nin altındadır. 126 miligram/dL ve üzerinde olan kişilerde şeker tanısı konulur.
Tokluk kan şekeri: Yemekten 2 saat sonra alınan kan örneğiyle yapılır. Normalde, bu değer 140 miligram/dL'nin altında olmalıdır. Ancak, 140-199 miligram/dL arasında bir değer, bozulmuş glukoz toleransını yani gizli şeker olarak da adlandırılan prediyabeti ifade eder. 200 miligram/dL ve üzerinde olan kişilerde ise tip 2 diyabet tanısı konulur.
Oral Glukoz Tolerans Testi (OGTT): En az 8 saatlik açlık sonrası hastaya glukoz içeren bir içecek içirilir. Bu içecek genellikle 75 gram glukoz içerir. Hamile kadınlar için kullanılan OGTT'de bu miktar bazen 100 gram olabilir.
İçeceğin içilmesinden sonra belirli aralıklarla kan şekerinin ölçümü yapılır. Tipik olarak, yemekten sonra 1 saat ve 2 saat sonra olmak üzere iki ek ölçüm yapılır.
Elde edilen kan şekeri seviyeleri, glukozun nasıl metabolize edildiğini değerlendirmek için kullanılır. Tip 2 diyabet durumunda, bu seviyeler normalden yüksek çıkabilir.
Hemoglobin A1c (HbA1c) Testi: HbA1c testi, genellikle son 2-3 ay içindeki ortalama kan şekeri düzeyini ölçer. HbA1c değeri %6.5 veya üzerinde ise bu, şeker hastalığı tanısını destekler.
Şeker hastalığı tedavisinde kullanılan yöntemler, diyabetin tipine bağlı olarak değişir. Şeker hastalığının tedavisinde temel hedef, kan şekeri seviyelerini normal sınırlar içinde tutarak hem günlük iyilik halini oluşturmak hem de uzun vadeli komplikasyonların önüne geçmektir.
Şeker hastası olan kişiler için en önemli şeylerden biri yaşam tarzı değişikliğidir. Dengeli beslenme düzeni, düzenli egzersiz ve kilo kontrolü sağlanmalıdır. Beslenme planları genellikle düşük glisemik indeksli gıdaları içerir ve karbonhidrat, yağ ve protein dengesine dikkat edilir. Tip 2 diyabet hastalarında, yaşam tarzı değişiklikleri yetersiz kalıyorsa doktorlar tarafından oral antidiyabetik ilaçlar reçete edilebilir. Bu ilaçlar, pankreastan salgılanan insülinin etkinliğini artırabilir, karaciğerin glikoz üretimini azaltabilir veya bağırsaklardaki şeker emilimini düzenleyebilir.
Tip 1 diyabet hastaları için ömür boyu insülin tedavisi gereklidir, çünkü pankreasları yeterli insülin üretemez. Tip 2 diyabetli bazı hastalarda ise yaşam tarzı değişiklikleri ve oral ilaçlar yetersiz kalırsa insülin tedavisine ihtiyaç duyulabilir.
Diyabet hastaları, düzenli aralıklarla kan şeker seviyelerini izlemelidirler. Evde kan şekeri takibi yapabilirler veya laboratuvarda uzmanlar tarafından kan şekeri testi yapılır.
Diyabet eğitimi, tedavinin bir parçası olarak hastalara verilir. Hastaların ve yakınlarının şeker hastalığı hakkında bilgi sahibi olmalarını, doğru beslenme alışkanlıkları edinmelerini, kan şekeri seviyelerini takip etmeyi öğrenmelerini ve yaşamlarını bu bilgiler ışığında düzenlemelerini sağlar.
Gebelik sırasında ortaya çıkan gestasyonel diyabet, genellikle diyet kontrolü ve gerekirse insülin kullanımını içeren özel bir tedavi planı gerektirir.
Şeker hastaları, kan şekeri seviyelerini kontrol altında tutmak, kilo yönetimini sağlamak ve genel sağlığı desteklemek için dengeli ve sağlıklı bir beslenme düzeni benimsemelidir.
Detaylı bilgi için Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları kliniğinden destek alabilirsiniz.